İnovasyonda Başarının Sırrı

Her ne kadar inovasyonda başarı için evrensel bir formül bulunmasa da, başarıya giden yolda minimum şartları sağlamanız gerektiğini bilmelisiniz. Bunun için inovasyonun ne olduğunu ve nasıl yönetilmesi gerektiğini çok iyi anlamak gerek. İnovasyon, bir firmadaki farklı faaliyetleri kapsayan ve sürekliliği olan bir süreçtir. İnovasyonda başarılı olabilmek için tüm iş süreçleri inovasyon odak alınarak yönetilmelidir. İnovasyon yönetimi, firmanın teknoloji, iş süreçleri (müşteriler, tedarikçiler, finansal ve dış kaynaklar vb.) ve insan ilişkileri (kültür, iletişim, organizasyon vb.) unsurlarını inovasyonu destekleyecek ve teşvik edecek şekilde yönetmesi anlamına gelir. Bu nedenle, inovasyondaki başarınız iki faktöre bağlıdır: Teknik kaynaklar (insan, ekipman, bilgi, para, vb.) ve şirketinizin bunları yönetme becerisi. Bu iki faktörü başarıyla biraraya getirmek için ise hem stratejik, hem de organizasyonel becerilere sahip olmalı veya bu becerileri edinmeli, geliştirmelisiniz.

Firmanızda uzun vadeli bir bakış açısı, pazar eğilimlerini belirleme ve tahmin etme yeteneği, teknolojik ve ekonomik bilgileri toplama, işleme ve özümseme yeteği varsa stratejik becerilere sahipsiniz demektir. Organizasyonel becerilere sahip olup olmadığınızı riskleri belirleme ve yönetme yeteneğinizi, operasyonel birimler arasındaki işbirliklerinin düzeyini, araştırma kurumları, üniversiteler, danışmanlık firmaları, müşteriler ve tedarikçiler ile oluşturduğunuz işbirliklerini ve insan kaynaklarına yaptığınız yatırımın düzeyini ve kalitesini sorgulayarak anlayabilirsiniz.

İnovasyon,

  • Yazılı hale getirilmiş, tüm firma tarafından paylaşılan ve uygulanan bir strateji varsa,
  • Firma içi ve dışı bağlantılar ve iletişim, güçlü ve etkin bir şekilde oluşturulduysa,
  • Değişimin gerçekleştirilmesi için gereken mekanizmalar kurulduysa ve işletiliyorsa,
  • İnovasyonu destekleyici bir organizasyonel yapı oluşturulduysa

başarılı olabilir.

Nasıl bir Kültür ve Anlayış?

İnovasyon, şirket içinde farklı bir kültür ve anlayış gerektirir. Bu farklı kültür ve anlayışı, geniş bir vizyona sahip, değişime ve gelişmeye açık yöneticiler ve çalışanlarla oluşturabilirsiniz. Henüz bu kültür ve anlayışa sahip değilseniz, edinmek için gayret göstermeniz kaçınılmazdır.

Farklı Görmek: İnovasyon, farklılaştırmaktır. Farklılaştırmak için farklı görmeyi öğrenmelisiniz. “Farklı görmek” dünyaya, işinize, şirketinizin yetkinliklerine ve rekabet avantajlarına bakışınızı sorgulamayı öğrenmektir. Farklı görmek, rakiplerinizin yakalayamadığı fırsatları yakalamanızı ve tehditleri lehinize çevirmenizi sağlar.

Risk Almak: Tanımı gereği inovasyon, yeniliklere açık olmayı, farklılıkları tercih etmeyi ve doğal olarak risk almayı gerektirir. Başarılar kadar, belirsizliğin getirdiği başırısızlıklar da inovasyon sürecinin bir parçasıdır. Bu nedenle, firmanızın risk almaya hazır olması ve başarısızlığı, öğrenmek ve gelişmek için bir fırsat olarak görmesi gerekir. Ancak bunu yaparken, gereksiz riskleri almamaya dikkat etmelisiniz. İnovasyondaki belirsizlikleri yeterli düzeyde bilgi toplayarak ve araştırma yaparak azaltmanız mümkün olacaktır.

Yaratıcılık: İnovasyon fikirle başlar; bunun için firmanızda mümkün olduğunca çok fikir üretilmesini sağlamanız gerekir. Yaratıcılık, doğal bir yetenek olsa da, fikir üretim becerisiyle desteklenmesi ve farklı kavramlar arasında bağlantı kurulmasını sağlanmak için eğitim ve çalışmayla güçlendirilmesi gerekir. Yaratıcılık ve fikir üretme firmanızdaki tüm çalışanların görevi olmalıdır.

Müşterinin Değerini Bilmek: Tüm inovasyonların asıl hedefi müşteri için değer yaratmak olmalıdır. Müşteri odaklılık, yani müşterilerle sürekli etkileşim halinde olmak ve onların gereksinimlerini anlamak, inovasyon fikirlerinin doğması ve gerçekleştirilmesi için en etkili yoldur. “Müşteri odaklı”lığa en güzel örnek ABD’deki bir çay işleme fabrikasında göze çarpar: Her yıl seksen bin kişi fabrikayı gezmekte; çalışanlarla iletişim kurmakta ve her kademedeki çalışana neden her gün işe geldiklerini hatırlatmaktadır.

Sorgulamak: İnovasyon fikirlerinin çoğu merakla doğar. Firmanızda sorgulama alışkanlığının gelişmesini sağlamalısınız. “Neden?”, “Nasıl?” ve “Neden olmasın?” soruları sık sık sorulsun ki verilen yanıtlarla farklılaştırın, değiştirin. “Neyi daha iyi yapabiliriz?” “Nasıl daha iyi yapabiliriz?” sorularının tüm çalışanların aklını kurcalamasını sağlayın.

Başarısızlığı hoş görmek: İnovasyon, değiştirir ve farklılaştırırken risk almayı da beraberinde getirdiği için bazı durumlarda başarısızlık kaçınılmaz olabilir. İnovasyon sürecinde de hata yapmamak mümkün değildir. Kurumsal kültürünüz hataları cezalandırıyorsa, kısa süre içinde herkes inovasyon fikirlerini ortaya atıp, inovasyon sürecine dahil olarak risk almanın yersiz olduğunu, patronun dediğini yapmanınsa en güvenli yol olduğunu düşünmeye başlayacaktır.

İletişim: Firmanızda açık bir iletişim, bilgi, deneyim ve fikir paylaşım ortamı oluşturmalısınız. Firmanızın tüm kademelerindeki yönetici ve çalışanların birbirleriyle açık bir iletişim halinde olması gerekir. İnovasyon sürecinde yaşanan başarısızlıkların çoğu özellikle farklı birimler arasındaki yetersiz iletişim sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle, anlaşmazlıkların çözümü, iletişimin açıklığını ve sürekliliğini sağlayan mekanizmalar geliştirip uygulamalısınız.

İşbirliği: İnovasyon fikri tek bir kişiden çıksa da değerlendirmek ve gerçekleştirmek için pekçok kişiye ihtiyacınız var. İnovasyon, ekip çalışması gerektirir. Etkileşimi kısıtlayıcı yaklaşımlar ve sadece kişisel çabaları ödüllendiren teşvik sistemleri bu işbirliğini, dolayısıyla inovasyonu baltalar.

Nasıl bir Organizasyon?

İnovasyon, sürekli bir değişim ve öğrenme süreci gerektirir. Bu nedenle, şirket içinde farklı bir kültür ve anlayışın yanında statükoya karşı koyan farklı bir organizasyon da gerektirir. İnovasyonu bir kurum kültürü olarak benimsemeniz ve bu yolla rekabet gücünüzü artırabilmeniz için firmanızda organizasyonun aşağıdaki özelliklere sahip olmasını sağlamalısınız:

Vizyon, liderlik ve inovasyon yapma isteği: Amacınızı açık ve anlaşılır şekilde yazılı ve sözlü olarak ifade etmelisiniz. İnovasyon ile rekabet avantajını yakalamak, korumak ve artırmak stratejik hedefiniz olmalı ve üst yönetim bunu sahiplenmeli; sahiplendiğini her şekilde göstermeli.

Uygun organizasyonel yapı: Yüksek düzeyde yaratıcılığı destekleyen bir organizasyonel yapı oluşturmalısınız. Fonksiyonlar arasında kesin çizgilerin olduğu, üstlerin altlara emirler yağdırdığı, hiyerarşik bir organizasyonel yapıya sahipseniz inovasyonda başarılı olma olasılığınız çok düşüktür.

Kilit kişiler: İnovasyonu körükleyen ve kolaylaştıran kişiliğe sahip yönetici ve çalışanlarınız olmalı.

Etkin takım çalışması: Problemlerin çözümü için uygun ekipler oluşturmalı ve bu ekipleri kullanmalısınız. Uygun takımların oluşturulması ve takım çalışmasının öğretilmesi konusunda şirket içi eğitimler işinize yarayacaktır.

Sürekli kişisel gelişimi desteklemek: Çalışanlarınızdayüksek düzeyde yetkinlik ve becerilerin gelişmesi için uzun vadeli eğitime yatırım yapmalısınız.

Yoğun iletişim: Organizasyonun içindeki ve dışarıyla olan iletişimin açık, güçlü ve sürekli olmasını sağlamalısınız. Organizasyon içi iletişim, hem astların üstleriyle, hem üstlerin astlarıyla, hem de her iki grubun kendi arasıda iletişimini açık ve etkin kılacak şekilde olmalıdır.

İnovasyona yüksek düzeyde katılım: Organizasyonun tamamının inovasyonu sürekli bir değişiklik, yenileme ve iyileştirme faaliyeti olarak görmesini sağlamalısınız.

Müşteri ilişkileri: Toplam kalite yaklaşımını benimseyerek, iç ve dış müşterileri sürekli odağınız haline getirmelisiniz.

Yaratıcı ortam: Yaratıcı fikirlere olumlu yaklaşmalı ve uygun ödüllendirme sistemi ile desteklemelisiniz. Hiçbir zaman, hiçbir fikri eleştirmemelisiniz.

Öğrenen organizasyon: Kişisel olarak öğrenilenleri kuruma maletmeyi sağlayan bir süreç, yapı ve kültür geliştirmelisiniz. Bilgi yönetimine önem vermeli ve bilgi yönetim tekniklerinin öğrenilerek uygulanmasını sağlamalısınız.

“Geniş bir vizyona” sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu aşağıdaki alıntıları okuyunca bir kez daha anlıyoruz:

  • Charles Duell (1899’da American Patent Ajansı Müdürü): “Patent Ofisi’nin kapatılması gerekecek, çünkü icat edilebilecek herşey icat edildi.”

  • Auguste Lumiere (1895’de kamerayı icat ettikten sonra): “İcadım, bir süre için bilimsel merak amacıyla kullanılabilir, ama ticari bir geleceği olmayacaktır.”

  • Rutherford Hayers (ABD Başkanı; 1876’da telefon konuşması denemesine katıldıktan sonra): “Etkileyici bir icat, ancak kim bunlardan bir tanesini kullanmak ister ki?”

  • Darryl Zanuck (1946’da 20th Century Fox Stüdyoları’nın başkanı): “Televizyon, ilk altı aydan sonra herhangi bir pazar payı yakalayamayacaktır. İnsanlar kısa zamanda akşamları tahta bir kutuya bakmaktan sıkılacaklardır.”

  • Thomas Watson (1943’de IBM Yönetim Kurulu Başkanı): “Dünya pazarında beş bilgisayara yer olduğunu düşünyorum.”
    Wilburg Wright (1901’de uçağı birlikte icat ettiği kardeşi Orville’e): “İnsanoğlu 50 yıl daha uçamayacak.”

  • Ernst Mach (1913’de Viyena Üniversitesi’nde fizik profesörü): “Atomların ve diğer benzer dogmaların varlığına ne kadar az inanıyorsam, görecelik teoremine de o kadar inanıyorum.”

  • 1903’de ABD’de Michigan Savings Bank’ın müdürünün bir müşterine tavsiyesi: “ Atlar her zaman burada olacak, ama otomobil sadece bir yeni bir şey, geçici bir moda. Ford Motor şirketine yatırım yapmamanızı öneririm.” Yatırımcı müşteri Rackham, banka müdürünün önerisini dinlemedi ve 5000 Dolar’dan 50 Ford hissesi aldı. 1919’da bu hisseleri 12.5 milyon Dolar’a sattı.

  • Edison: 1913’te “Sesli sinema, sessiz sinemanın yerini almayacaktır. Sessiz sinemaya o kadar çok yatırım yapıldı ki, bu yatırımları silip atmak gülünç olur.”